Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Araştırma Hastanesi Can Kuşu Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yakup Albayrak, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerin psikiyatrik etkilerinin aylarla yıllarla kapalı kalmayacağını belirterek, hastaların hepsine müdahale edilmesi gerektiğini söyledi.

Prof. Dr. Albayrak, Avrat ve Ocak Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi aracılığıyla, 8 Mart Acun Kadınlar Günü dolayısıyla rektörlüğün konuşma salonunda düzenlenen “Kıran ve Kadın” başlıklı panelde yaptığı konuşmada, talih olarak herkesin depremzedelere elinden geldiğince apotr olmaya çalıştığını vurguladı.

Hastane namına depremden sonradan kıyamet polikliniği açarak depremzedelere hizmet vermeye başladıklarını anlatan Albayrak, “Deprem bölgesinden mevrut insanlar çokça kırılgan olabiliyorlar o yüzden onlara cebin elan dikkatli olmalıyız. Sarsıntı çok sayıda insanın hayatını etkiledi veya değiştirdi. Depremin psikiyatrik etkileri aylarla yıllarla sınırlanmış kalmayacak. 30 günden sonra depresif bozukluklar, ruhsal gerilim bozuklukları ile ilişik şeyler çokça kesif görülecek. Hastaların hepsine eş ayvaz demeksizin karışmak zorundayız.” diye konuştu.

Albayrak, depremin herkesi tıpkısı şekilde etkilediğini dile getirerek, şöyle bitmeme etti:

“Buhran ve stres bozuklukları kadınlarda normal şartlarda de elan çok görülen emraz. Kıyamet sonrası kadınların bunlardan etkilenmemesi tür görünmüyor. Afeti etkili değme eş bu hastalıklara aday. Bu açıdan imkan varsa tarama çalışmaları yapmalıyız. Depremde yakınını kaybetmeyen, evi yıkılmayan şahıslar üstelik psikolojik travma yaşadı. Psikiyatri alanında hizmet verenler adına depremzedelere alelhusus henüz çok özen etmeliyiz. Kendimizi onların hesabına koymalıyız. Özellikle özürlü çocukları olan yahut engelli yakını olan annelere, kadınlara gereken desteği üstelik vermemiz, onları kollamamız gerekiyor.”

“Afetlerde yer çokça zararı kadınlar görüyor”

NKÜ Tababet Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gamze Varol ise afetlerin felakete dönüşmemesi için mücehhez olmanın önemine bel etti.

“Maalesef mutluluk topraklarımızın yüzde 91’i, nüfusun yüzdelik 95’i, barajların yüzde 92’si, sanayinin yüzde 92’sinin yüzde 74’ü birinci derecede sarsıntı bölgesinde.” diyen Varol, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Ilmî çalışmalar bize gösteriyor ki facia nedeniyle göç eden 28 milyon insanın 20 milyonu avrat. Sığınmacı kamplarının yüzdelik 75’inin avrat olduğu söyleniyor. Afetlerde çıktı kadınlar hastalanıyor, kadınlar hayatını kaybediyor, kadınlar etkileniyor. Kıyamet bölgelerinde dağıtıcıların, değişmeyen vericilerin erkekler olması kadınların ihtiyaçlarının belirlenememesine hastalık olabiliyor. Tığ bile önceki giyecek gönderirken yerel kadınların ihtiyaçlarını doğaç üzeri gönderdik. Zaman Zaman kadınların ped ihtiyacı oluyor, bunu söyleyemiyorlar erkekler tevzi yaptığı amacıyla.”

Rektör Prof. Dr. Mutekit Delimsirek, elan sonradan konuşmacılara plaket ikram etti.