İspanyol sismolog Jordi Diaz: “İstatistiklere göre Türkiye’deki, yüzyılın sunu nazik depremi”

İspanya’de Ilmî Araştırma Faziletkâr Kuruluna bağlı Geociencias Barcelona (Geo3Bcn) Enstitüsünde işyar deprem bilimci Jordi Diaz, “asrın felaketi” adına nitelendirilen Kahramanmaraş merkezli depremlerin 9 saat arayla iki nazik hareket olduğunu ve bunun haddinden fazla bir iki tanıdık tıpkısı genişlik olduğunu belirterek “İstatistiklere göre Türkiye’deki, yüzyılın sunma balaban depremi.” dedi.

Barcelona kentinde mevcut enstitüde fariza eden Diaz, AA muhabirine, Kahramanmaraş merkezli, 10 ili etkileyen depremlerle ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

“Çok balaban, çığlık bire bir yer sarsıntısı, istatistiklere göre Türkiye’deki, yüzyılın en büyük depremi.” diyen Diaz, dünyada üstelik bu büyüklükteki depremlerin yılda 10-20 öğün meydana geldiğini ama Türkiye’deki depremin, yıkıcılığı itibarıyla bazı farklıkları bulunduğunu vurguladı.

Diaz, bölgedeki 10 ili etkileyen depremin derinliğinin 15-20 kilometre ile yüzeye haddinden fazla yakın olmasının, merkezinin iskân yerlerinde bulunmasının ve dayanıklı binaların mensur edilmemesinin kayıpların çok olmasındaki esas sebepler olduğunu sıralayarak “Türkiye’deki kabilinden depremlere biz ‘sığ zelzele’ diyoruz ve hangi büyüklüğünde sığ olursa etkisi o büyüklüğünde fazla oluyor.” ifadesini kullandı.

İspanya’nın güneyindeki Lorca kentinde 11 Mayıs 2011’da meydana mevrut depremin çok elan sığ tıpkı zelzele olduğunu fakat büyüklüğün düşük olması dolayısıyla daha beş altı zayi yarattığını anlatan Diaz, “Lorca’daki sarsıntı, 3-5 kilometre derinlikte haddinden fazla sığdı amma 5,1 büyüklüğündeydi. Bu büyüklükte dünyada yılda 10 bin kadar yer sarsıntısı tamam. Lorca’daki üstelik yerleşme yerinde olmasından çevre ölümlere yol açtı. Enerji salınımı namına bakarsak Türkiye’deki hareket, İspanya’dakinin 1000 katından fazlaydı.” diye konuştu.

Diaz, Türkiye’deki depremleri Ağustos 2016’birlikte İtalya’nın orta bölgesinde meydana gelen ve 280’den fazla kişinin öldüğü 6,2 büyüklüğündeki depremle üstelik kıyaslayarak “İtalya’da amudi bir ilenç vardı. Türkiye’üstelik ise tamamen yatay benzeri fay hattı. Mekanizmaları tamamen birbirinden değişik depremler.” görüşünü dile getirdi.

“Türkiye’de hareket, sismik haritada ‘kırmızı’ kendisine belirlenen riskli bire bir bölgede oldu. Burada zelzele olacağı biliniyordu ama sabık hafta mı, gelecek 20 ya üstelik 50 yılda mı olacağı bittabi ki bilinmiyordu. Sevgili burada.” diyen İspanyol deprem bilimci, şöyle devam etti:

“Depremlerde, risk bölgesini biliyoruz amma zamanı bilemediğimizden yapmamız gereken öz, sunma bol şekilde mücehhez kalkışmak ve dayanıklı yapıları nesir etmektir. Bu büyüklükte bire bir depremde kayıplar önlenemez amma kayıpların elan birkaç ya da bundan sonra olması birçok faktöre bağlı.”

Diaz, Japonya’dahi 2011’üstelik “alışılmışın dışında, yabansı denilebilecek” Tohoku’daki 9,1 kadar Türkiye’dekine eş ayrımsız hareket olduğunu belirterek “Ama Kahramanmaraş’ta 9 saat arayla 2 nazik zelzele oldu. Bu, çokça az gördüğümüz benzeri format. Japonya’dakine bakarak salınan erke miktarının 30 itmam daha fazla olduğunu söyleyebiliriz.” değerlendirmesini yaptı.

“Çıkma veriler, sismik riskleri, kâin kuralları değiştirebilir”

Kahramanmaraş merkezli depremlerin teferruatlı incelenmesi gerektiğinin altını çizen Diaz, şöyle bitmeme etti:

“Türkiye’üstelik iki ayrımlı kırık hattında depremler oldu ve bilimsel kendisine bunun artçı mı yoksa ayrımlı benzeri hareket olduğu mu halen tartışılıyor. Iri tıpkı olasılıkla bir numara sarsıntı, ikinciyi tetikledi. Bu kırılmaların bittabi olduğu uzmanlarca çok ayrımlı yönde, üstünde ilmî adına çalışılması gereken benzeri konu.

Bu depremlerden mevrut veriler, kesinlikle deprem çalışmalarında feyiz izhar etmek için kullanılacaktır. Kırılma şekli kendisine incelendiğinde lehçe fay hatlarının jeodinamik durumunun daha gani anlaşılmasına de apotr olacaktır. Çıkma veriler, sismik riskleri, bulunan kuralları veya denetleme alanlarını değiştirebilir.”

İstanbul’üstelik sarsıntı riski

Türkiye’bile uzmanların deprem riskinin faziletli olduğu yerlerin başında gösterdiği İstanbul’un durumunu bile değerlendiren Diaz, şunları kaydetti:

“İstanbul, farklı birçok düz kadar şişman ve tahripkâr sarsıntı olma riski olan bire bir düz. İstanbul, berenarı peyda bire bir tehdit amma ayrımsız şekilde Tokyo, Los Angeles, Ün Francisco, California’birlikte bile tıpkı şekilde balaban depremler bekleniyor. Bu, yanardağ yamacında evet üstelik sel felaketi riski olan bölgelere andıran yerlerde yaşamayla ayrımsız.

Risk var ve yapılacak husus en azından yıpranmamış binaların depreme yer iyi şekilde dayanıklı adına düz yazı edilmesi, geri hizmet desteklerin güçlendirilmesi ve istirdat ekiplerinin temas yönden hazır arkaç getirilmesidir. Zira bu noktadan itibaren mahalleleri ağız ağıza yıkıp kullanılmamış evler yapamazsın. Bunun konuşu ve içtimai yükünü kimesne karşılayamaz. Zelzele bölgesinde yaşıyorsan bilmelisin ki asker ya bile geç o hareket olacak. Ün Francisco’daki nazik deprem, 1906’bile oldu. Demincek sistem orada yeni bire bir büyük hareket bekliyor.”

Dayanıklı binaların mensur edilmesinin duygusal kurtardığını, analog büyüklükte olan Japonya ve Haiti’deki depremlere bakıldığında birlikte görüldüğünü tamlayan Diaz, “İlk adına yer sarsıntısı bölgesindeki binaların benzeri yapım yönetmeliği vardır ve buna adapte olmak gerekir. Bu kurallar birlikte ara sıra depremlerde vebal oluşturabilir amma yadımlama şiddeti değişik tamam. Ilmî benzeri şeye ister olmadan inşaata ne kadar yatırım yapılırsa, eş kaybı sayısının elan bir iki olacağı çokça açıktır. Bu, tümce için makbul.” görüşünü dile getirdi.

Share: