Derinceliler ürettikleri tuz sebebiyle doğdukları topraklarda doyuyor

Batman’ın Kozluk ilçesinin yaklaşık 400 nüfuslu Derince köyünde kuşaktan kuşağa geçen kaya tuzu üretimi, 45 hanenin yegâne kavil kaynağı oldu.

Derince köyü sakinleri, yılın 4 ayını kayaç tuzu üretimiyle geçiriyor. İlkbahar sonunda köyde başlayan sodyum klorür mesaisi, sonbaharda tamamlanıyor.

Dağlardaki natürel üs suyunun brandadan yapılan biriktirme havuzlarında toplanıp, suyun buharlaşmasıyla elde edilen kayaç tuzu, tafsilatlı çekişme gerektiriyor.

Kentte bazen 40 dereceyi aşan sıcaklıkta üretilen sodyum klorür yardımıyla Derinceliler sezonluk işçi yerine başka illere hicret etmek zorunda kalmadan doğdukları topraklarda geçimini sağlıyor.

Kimyasal kullanılmadan doğal yöntemlerle üretilen kayaç tuzu, köylüler yoluyla bazen kere kenarında satılıyor, genellikle da havale konusunda mıntıka illerine gönderiliyor.

Kayaç tuzu, özellikle salamura ürünler, sızgıt, peynir ve bitap yapımında kullanılıyor.

“Bu köyün dirimlik kaynağı sodyum klorür”

Derince köyü muhtarı Cuma Namazı Yüksel, AA muhabirine, kayaç tuzu üretiminin köyde yıllardır nesilden nesle devam ettiğini söyledi.

Köylülerin geçimini tuz üretiminden kazandığını, yılın 4 ayını sodyum klorür üreterek geçirdiklerini ifade fail Yüksel, ilkbaharın sonunda başladıkları üretimi sonbaharda sakıt yağmurla sonlandırdıklarını belirtti.

“Sıcaklığın derecesi ne kadar yüksekse sodyum klorür hem güzelce hem beyaz oluyor, üretimi üstelik artıyor.” diyen Yüksel, sıcakta çalışmanın ise çok zor olduğunu anlattı.

Yüksel, köyün tamamının sodyum klorür üretiminde çalıştığı amacıyla yaz sezonunda işlemek için gurbete gitmediğini anlatım etti.

“4 ay çalışıyor, ürettiğimiz tuzu satıyoruz. Bu köyde kimesne mevsimlik işçi adına eksantrik yere gitmiyor. Bu köyün dirimsel kaynağı tuz. Tıpkısı sezonda kestirmece 600-700 ton tuz üretiyoruz. Üretilen tuzu Diyarbakır, Muş, Bitlis ve Van gibi toprak illerine götürüyoruz. Bu işi babalarımız dedelerimizden devraldı, tığ de babalarımızdan devraldık, bizden sonraları bile çocuklarımız devralacak.” ifadelerini kullanan Yüksel, iri emekle ürettikleri kaya tuzunun tamamını eskimemiş sezon gelmeden sattıklarını söyledi.

“Tuz olmasaydı mecburen gurbete gideceklerdi”

Kısaca 20 yıldır tuz üretimi eden Serhat Yüksel, katıksız kök suyunu bire bir hafta, 10 gün dinlendirdikten bilahare kurumaya bıraktıklarını anlattı.

Yüksel, “Çekicilik yunak oldu mu sodyum klorür daha akman çıkıyor. Kuruduktan sonradan torbalara dolduruyor ve satıyoruz.” dedi.

Benzeri kısmını makinede öğüterek sofralık tuza dönüştürdüklerini dile getiren Yüksel, isteğe göre bu şekilde üstelik satışını yaptıklarını aktardı.

Yüksel, üretiminden paketlenmesine ve satışına kadar her işlemi kendilerinin yaptığına işaret ederek şunları kaydetti:

“Hava sıcaklığı tuz üzere ongun ama bizim amacıyla ferah değil. Sabah 05.00’te başlıyor 10.00’a kadar çalışıyoruz. Henüz sonradan 17.00’bile başlayıp 20.00’ye kadar esasen çalışıyoruz. Sıcakta haddinden fazla baskı. Köyün tamamı bu işte çalışıyor, bambaşka sağlık namevcut. Tuz olmasaydı bizim köyde on paralık kimesne kalmazdı, mecburen gurbete gideceklerdi. Ama Allah’a şükürler olsun burası kapımızın önü, burada çalışıyoruz.”

“Kaya tuzu bizi burada tutuyor”

Üreticilerden Cenbeli Yüksel üstelik sodyum klorür üretimini çocuklarına ve torunlarına bırakacaklarını dile getirerek, “Güneşin altında çalışıp tuz üretmek zor. Güçlükle tuz üretiyoruz ama yeniden dahi evimizdeyiz, gurbete gitmiyoruz. Bu olmasaydı yaz aylarında mevsimlik işçi yerine batıya veya Karadeniz’e fındık toplamaya giderdik. Gençlerimiz üstelik bizimle gelişigüzel, yanımızdalar. Kayaç tuzu bizi burada tutuyor, sağlık kaynağımız budur. Geçimimizi bununla sağlıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Ulak Çıpa ise Siirt’in Veyselkarani beldesinde yaşadığını, yakınlarını musahabe amacıyla Elazığ’a giderken uğradığı Derince köyünden sodyum klorür satın aldığını anlattı.

Peynir yapımında kayaç tuzu tercih ettiğini belirten Demir, “Bu sodyum klorür natürel olduğu üzere peynir bozulmuyor. Akrabalarım dahi istedi, onlara bağış adına götüreceğim. Evde de daima kullanıyoruz.” dedi.



Share: