“Bozkır’ın tezenesi”ni benzeri sahneyi paylaştığı müzisyenler anlattı

“Bozkırın tezenesi” Neşet Ertaş ile ayrımsız sahneyi paylaşan müzikçi dost ve akrabası, ölümünün 10. sene dönümünde ahali ozanıyla yaşadıklarını anlattı.

Abdal enstrüman kültüründen gelen Belgit Ertaş ve Mualla Başaran, 25 Eylül 2012’birlikte İzmir’birlikte ahiret yolculuğu eden Neşet Ertaş’ın Kırşehir Bağbaşı Mezarlığı’ndaki mezarını ülfet ederek yakarış okudu.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Kırşehir Ustalar Saz ve Oyun Topluluğunda putrel ve ses sanatçısı olan, Neşet Ertaş’ın yeğeni Belgit Ertaş, AA muhabirine, 21 yıldır umum ozanının kurulmasına öncülük ettiği toplulukta fariza yaptığını söyledi.

Kırşehir’da Neşet Ertaş’ın birinci aşama yakınları yerine temsilcisi olduğu Abdal geleneğini sürdürmeye çalıştıklarını vurgulayan Ertaş, “Ondan duyduğumuz, gördüğümüz Abdal geleneğini yaşatmaya, bitmeme ettirmeye çalışıyoruz.” dedi.

“Sözlerinin tam metnini okumamızı isterdi”

Ertaş, el ozanının sağlığında birçok posta konserlerinde bulunduğunu anlatarak şunları kaydetti:

“Burada, İstanbul’bile, Keskin’bile konserlerine katıldım. Ara Sıra konserinden geçmiş bizleri çıkarırdı. Gücük izlence yapardık, sonraları Neşet ağa öz konserini verirdi. Neşet ağabey, türkülerini söylerken aslını bozmadan, sözlerini motamot söylememizi tavsiye mektubu ederdi. Sözlerinin tekmil metnini okumamızı isterdi. ‘Bu türkülerin yaşatılması ve kayırma edilmesi amacıyla aslını bozmayın.’ derdi. Bize bırakıt kendisine bunu bıraktı. en son bana üstelik söyledi. Rahmetlinin türkülerini düğünlerde, programlarda, eğlencelerde okurken bu tavsiyesi bütün aklıma geliyor. Sözlerini, mısralarını hiç motamot söylemeye çalışıyorum.”

“Bozkırın tezenesi”nin alçak gönüllü kişiliğiyle de gönüllere taht kurduğuna değinen Ertaş, gönül insanı olduğunu ve maddiyata ehemmiyet vermediğini belirtti.

Bozlak ustasının, Abdal kültüründen gelenlerin yokluk içinde, kesim derdinde olduğunu bildiğini anlatan Ertaş, “Hep onlara ayrımsız yerlerde ekmek kapısı açmayı isterdi. Bunu tıpkı nebze üstelik olsa gerçekleştirdi. Kırşehir’da, Kırıkkale’da Ustalar Çalgı Aleti ve Baziçe Topluluğunun kurulmasında bildirme ilkin Neşet ağabeyin emeği çokça. Bizlere savmak verilmesine çevirgeç oldu, seçkin devir duacısıyız. Onun türkülerini elan çok yaşatmaya çalışıyoruz.” diye konuştu.

“Kazancını başkalarıyla paylaşırdı”

Neşet Ertaş’a senelerce zurnasıyla eşlik eden Erkek ustanın oğlu Ulu Başaran da bir nice konserine katıldığı ozana bateri, darbuka, kaşık ve zille haremlik ettiğini aktardı.

Başaran, “Neşet Ertaş çok iri, dev benzeri sanatçıydı. Hep dünyayı peşi sıra ağlatan Neşet Ertaş’a Allah’tan rahmet diliyorum.” ifadesini kullandı.

Neşet Ertaş’ın bestelediği türkülerini ilk dostlarına ve akrabalarına okuduğunu kaydeden Başaran, “Yanındaki ahbaplarına, akrabalarına ‘şüphesiz reşit’ derdi. ‘Dosta ahbapça icra vekili gözü beklerim’ diyerek ayrımsız türküsü var. Bana sordu, ‘Üç kuple yaptım nasıl reşit Ulvi?’ dedi. Ego üstelik ‘Neşet abi, bu üç değil 10 kuple dahi olsa dinlerim, haddinden fazla iyicene reşit.’ dedim. Şimdilerde üstelik çalınıp söylenen ayrımsız türküdür.” dedi.

Ertaş’ın kazancını hep başkalarıyla paylaştığına dikkati çekici Başaran, şöyle devam etti:

“O kazancının, kazandığı paraların dörtte ikisini garibanlarla yerdi. Tıpkı dönme İzmir’deki evinde ramazan ayında kardeş kardeş ediyorduk. Gece ramazan davulcusu geçiyordu. ‘Yüce, şu davulcuyu bana alın kadın, bire bir hatırını sorayım.’ dedi. Aradık bulduk, Manisalı. ‘Tıpkı sanatkâr arkadaşımız seni çağırıyor, on paralık korku sana arkalama eder.’ dedik ve getirdik. Aşındırmak yedirdi. Ona tatmin edici benzeri harçlık verdi. ‘Haydi işin güzel gelsin.’ dedi. Haddinden Fazla merhametli, mutekit ayrımsız yüreği vardı Neşet Ertaş’ın.”

Share: