‘Aedes’ sivrisineğinde alerjik felaket

Alerji ve Astım Derneği ile Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneğinden uzmanlar, İstanbul çevresinde görülmeye başlanan ve bulaştırdığı zika virüsüyle sarıhumma hastalığına illet olan “Aedes” türü sivrisineklere ilgili açıklamada bulundu.

Açıklamada görüşlerine Alerji ve Astım Derneği Başkanı, Çocuk Alerji ve Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Akçay, “Aedes” türü sivrisineklerin Doğu Karadeniz bölgesinde, Artvin’den başlayarak Giresun sınırına büyüklüğünde beledi aynı popülasyona karı sahipliği yaptığı ve Batum’dan Kırım Yarımadası’na akla yatkın yayılım gösterdiğini kaydetti.

Sinek türü serbest tıpkı yayılım gösteriyor

Aedesin virüs transfer, bulaş sergileme kapasitesi faziletkâr ve yayılımcı bir çeşit olduğunu tamlayan Akçay, bu türün uyarlama özelliği sebebiyle daha çok sadece yaz aylarında değil, mart ve son teşrin ayları beyninde da acul geniş aktarımı aracılığıyla hayatta kalabilme yeteneğini geliştirebildiğini bildirdi.

“Aedes albopictus” türünün Türkiye’nin batısında İstanbul ve Trakya’dan, doğu tarafında ise Maşrık Karadeniz bölgesinde Giresun’a kadar yayılım gösterdiğini anlatan Akçay, gün batısı tarafta Kocaeli ve Giresun ortada yayılım gösteren bu vektörün 5-7 yıl içerisinde Mutedil Rum bölgesine kadar yayılım gösterebileceğinin hesap edildiğini söyledi.

Ongun kavuklarında görülebiliyor

Prof. Dr. Akçay, biricik seferde 200’den elan çok testis bırakabilen Aedes sivrisinek türünün, özellikli adına ongun kovuklarında, dikme esas noktalarında oluşan su birikintilerinin içlerinde, atık lastiklerin çöz kısımlarında ve longozlarda ürediğine dikkati çekti.

Yaz aylarında geceleri daha yoğun görülebilen sivrisinekler amacıyla yapılan ilaçlamaların yeterli olmadığını vurgulayan Akçay, “Aedes türü, tipik namına sınırlanmış yerlerde muntazır ve gizlenen benzeri tür olup, arz aşkın 100 metrelik aynı menzilde uçabiliyor. Yumurtalarını çatı çevrelerinde yer düzlük su depolarında, yağmur suyunu saye edebilen açar lastiklerinin içlerinde, bezemeli havuzlarda, gereksiz meşrubat ve kayıt kaplarında, yapı kalpsiz yahut baş üzere yerlere bırakıyor.” bilgisini verdi.

“İlaçlama etraflı vadeli ve kemiksiz benzeri çare değil”

Akçay, Aedes cinsi sivrisineklerin, esas aut mekanlar olsa da hem bağırsak hem aut alanlarda çağ emen, agresif tıpkı sivrisinek türü olduğunu belirtti.

Aedes sivrisinek ısırığının elbette geçeceği üzerine spesifik aynı vukuf bulunmadığını, fakat her sivrisinek ısırığı üzere yapılan uygulamaların aynılarının uygulanabileceğini bildiren Akçay, “Bunların dışında kökten çözüm odağından bakıldığında ilaçlama detaylı vadeli ve kesin ayrımsız çıkar yol değildir. Çok elan ayrımlı hal yöntemlerinin alay malay kullanılması bizi temel sonuca götürür. İlk kendisine bataklıkların kurutulması gerekir. Biyolojik yöntemlerin oluşması gerekiyor, zira sivrisinek larvalarını yiyici balıklar bibi var” dedi.

Prof. Dr. Akçay, bu adalet özellikle dere kenarlarına andıran bölgelerde rastlandığına meni ederek, “Aedes sivrisineğinin esas belirtilerini gözlemlediğimizde kollar üzerinde sokma işleminden sonra normal sivrisineğe nazaran daha şişman ve zehir formunda âraz bıraktığı sonucunu görmekteyiz. Sivrisinek ısırığından sonraları ısırılan bölgelerin kaşınması sonrası artan izleri incelediğimizde ise normal sivrisinek izlerine göre elan dip ve iri formda olduğu rastladığımız bulgular arasındadır” açıklamasında bulundu.

“Büyük lokal reaksiyonların önlenmesi için antialerjik ilaçlar kullanılabilir”

Türkiye Millî Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği Üyesi Doç. Dr. Fatma Merve Tepetam birlikte Aedes türü sivrisineklerin el sağlığı alanında bildirme dolgunca tanımlanmış sivrisinek türlerinden biri olduğunu belirtti.

Bu sivrisisinek türünün ısırdığında alelhusus tropikal bölgelerde sarı humma hastalığına sebebiyet verdiklerine dikkati calip Tepetam, “Calip sinekler, yumurtaları olgunlaşsın diye konakçıdan koku emiyor ve ısırdıklarında konakçıya bulaştırdıkları tükürük bezi sıvısı bile alerjik ve immünolojik rahatsızlıklara sebebiyet veriyor. Bu konuda vatandaşlarımız haddinden fazla titiz olmalı.” uyarısında bulundu.

Sivrisinek ısırığında “alışılagelen reaksiyon” diye anlatım edilen, ısırık yerinde tahminî 20 dakikada zirveye ulaşan, kızarıklık ve şişliğin oluştuğunu nâkil Tepetam, kaşıntılı, anif, nohut tanesi büyüklüğünde şişliklerin 24 ila 36 saat ortamında şahika yaptığını ve yer geç sonraki 7 ila 10 devir içre düzeldiklerini kaydetti.

Doç. Dr. Tepetam, kâh kişilerde sivrisinek marifetiyle ısırıldıktan sonraları 8-10 saat ortamında bu ısırıkların kötüleştiğini ve “skeeter sendromu” adına adlandırılan ve 10 santimetreye uzanan kaşıntılı, ağrılı, kızarmış, balaban lokal şişliklerin ortaya çıktığını, bu şişliklerin 3 ila 10 ahit ortamında düzeldiğini anlattı.

Peyda havada sineklere erdemli düzeyde maruz kalanlar, bebekler ve siktirici kollar, daha önce karşılaşmadıkları domestik sivrisineklerin bulunduğu bire bir coğrafi bölgeye yıpranmamış gelenler veya ziyaretçiler ile muafiyet yetmezliği olan hastaların alerjik tepki açısında riziko altında olduğunu belirten Tepetam, “Esasta profilaksi yapılmalı yani ısırılmadan önceki önlemler alınmalı. Söz Gelimi sivrisineklerden çekimsenmek amacıyla sadık yollamak, cibinlik gibi mekanik koruyucular kullanılmalı. Sivrisinek ısırığı sonrası gösterişli yakınmaları olan kişilere ‘antihistaminik’ dediğimiz alerji ilaçları uygulanabilir. Iri dernekevi reaksiyonların önlenmesi üzere birlikte antialerjik ilaçlar kullanılabilir.” bilgisini verdi.

Doç. Dr. Tepetam, sivrisinek ısırıklarında korunmak için şu önerilerde bulundu:

“Sivrisinek ısırıklarını köstek olmak üzere aktiviteler değiştirilmelidir. Karanlıkta dışarı çıkılmamalı, sulak alanlardan kaçınılmalı. Sivrisineklerin tenasül alanlarını düşürmek üzere sülale yahut gayrı mümasil çevredeki akarsu birikintileri ortadan kaldırılmalı. Böcek bayıltıcı ilaçlar adam derisine aracısız uygulanmaya akla yatkın değildir. Ancak Permetrin (haşere ilacı) emdirilmiş giysiler ticari olarak temin edilebilir. Çeşitli formülasyonlarda ve konsantrasyonlarda ayrımlı böcek kovucular mevcuttur. Bildirme hareketli kovucular DEET (N,N-dietil-3-metilbenzamid) ve pikaridindir. Iri dernekevi reaksiyonların tedavisinde antihistaminikler ve incitici reaksiyonlar üzere kortizonlu kremler öneriyoruz.”

İstanbul’dahi ‘Aedes’ tehdidi

 

Alerji mi? Kovid-19 mu? Âraz arasındaki yer heybetli ayırt!

 

Alerjisi olanlar dikkat: Polenler Kovid-19 riskini artırıyor

 

Share: